Mim'i Mim...



Sevgili Suzangia beni birkaç gün önce mimlemişti. Ama bir türlü yazmaya fırsatım olmamıştı.

Şükür en sonunda yazabiliyorum :)

1- Yemek olsan hangi yemek olurdun?


Ddokbokki olmak isterdim. Her gördüğümde kendimden geçiyorum. Henüz yeme fırsatım olmadı ama çok merak ediyorum tadını.


Ha derseniz ki yemediğin yemeği nasıl olacaksın. O zaman zeytin yağlı biber dolması olmak isterdim :D Off olsa da yesek şunları :D

2- Müzik aleti olsan ne olurdun ?

Yan flüt ya da çello olmak isterdim ne de güzel sesleri var :) Aa ama gitar da olabilirdim No Min Woo gibi çalan biri olduktan sonra..

3- Araba olsaydın ne olurdun ?

Arabadan da hiç anlamam ki :D Ne olsaam ne olsaam... Şöyle bir Volvo olabilirdi daha doğrusu siyah olsun parıl parıl parlasın :D

4- Aylardan hangisi olurdun ?

Doğduğum ay yani Ocak olurdum :) Kış seviyorum. Dışarısı buz gibi olsun ama ben soba başında mayışayım :)

5- Ayakkabı olsaydın hangisi olurdun ?

Spor ayakkabısı olurdum :D






6- Kıyafet olsan hangisi olurdun ?

Ne olsam şimdi bilemedim :D Eşarp olurdum sanırım :D




7- Renk olsan ne olurdun ?

Siyah ya da lacivert olurdum severim kendilerini :)

8- Hayvan olsan ne olurdun ?

Benim sümüklü tuy-chanım olurdum :D Annemin söylediğine göre çok fazla ortak yönümüz varmış :D O ortak yönleri buralarda söylemiyim. Tüylüşüm olmazsam hayvan falan olmam :P











Tüylüşümün en korkanç halleri :D

9- Şu anda okuduğun kitabın 137. sayfasında ne var ?


Ne var.. Ne var.. İlk cümlesini yazayım.

"Bana kalırsa fazla bulaşma derim"



Kitabın adı; Köprü Başı. Yavuz Bahadıroğlu'nun romanı :)


Şimdi sıra geldi mimi paslamaya :D

Bu günlerde bana bol bol Boohwal dinleten CembeK ' e, Busem'e, ve bloggerın Cadısına yolluyorum. İyi yazmalar ^^





Ohh ne güzel Tatil :)



Henüz kitaplarımı alamadım dolayısıyla geçen haftayı ve bu haftayı kendime tatil ilan ettim. Geçen hafta 54 bölümlük bir diziye başladım.  Şuan 45. bölümdeyim. Dizinin ismi Family Honor. Onunla ilgili de yazı yazmayı düşünüyorum. 2 ay deli gibi hem aöf hem ygs çalışmanın ödülü olsun o da :P 

Ooh şu an üstümde bir rahatlık var dizi bitince aldığım romanları okuyacağım. Gerçi birisine başladım ama şu an diznin sonlarına yaklaştığım için daha cazip geliyor. :P 

Herkesin gerisinde kaldım Lys konusunda :( Kitaplarımı alınca deli gibi çalışacağım. İstediğimde çalışabildiğimi Aöf sayesinde 2 yıldır öğrenmiş oldum :D Beni tembel yapan sayısal derslermiş meğer :D Her ne kadar Aöf de de sayısal bölüm okuyor olsam da çalıştığımda çat pat anlayabildiğimi gördüm. Allah nasip eder de inşallah bu yıl girdiğim bütün sınavlardan iyi puanlar alırım. Bu arada Zeynep'i de unutmamak lazım o ygs ye benden daha çok çalıştı. Allah ikimizin de hakkında hayırlısını versin ^^

Yağmuuuuurr



Ben soğuk havaları seviyorum. Her ne kadar yağmur yağmur diye diye insanı bereketten soğutmuş olsalar da laf kalabalığı olsun diye değil havayı serinlettiği için seviyorum. Yoksa yağmur yağmur diye ölmüyorum. Allah bizi düşünmüş 4 mevsim gibi bir nimet vermiş. Havalar biraz ısındığında tutup "yağmur yağsa da ferahlasak." Diyenleri de anlayamıyorum. Yahu durun daha yaz gelmedi bile.  Bunu diyenlerin çoğu da kış biraz uzun sürdüğün de "ay yeter artık yaz gelse de ısınsak" diyenler.

Ben serin soğuk havaları seviyorum çünkü en rahat kış mevsimi geçiyor benim için. Rahatsızlığımdan ötürü mevsim geçişleri ve aşırı sıcak havalar benim için tam bir işkence oluyor.

Neyse efendim sırf kuru laf kalabalığı olsun diye; bakın ben romantiğim havası vermek adına, yağmur yağmur diye ölenlere gidin kendinizi denize atın diyorum.

Ygs Maceram

Bu sene 3. defa aslında 2. defa girdim Ygs'ye. Çünkü ilk girdiğimde Öss idi sınavın ismi :D 
Okulun bahçesine girene kadar o kadar heyecanlıydım ki ölecektim neredeyse. (Bu heyecanın aynısını haftaya da Aöf sınavım için yaşayacağım). Genelde hep böyle olur. Sınava yaklaştığım günlerde bendeki stres tavan yapar. Hatta dün aylardır yapmadığım şeyi yaptım oturdum 5 bölüm diziyi peş peşe izledim :D
Neyse Allahtan her zaman heyecanım okul bahçesine girince geçiyor. Hele sınıfa girince hiç birşeyim kalmıyor :) Maşallah diyorum kendime bu konuda :D

Okulun bahçesinde iki ilerizekalı(!) ile karşılatım. Pek değerli hanımlar (!) liselerinin ismi ile ve sayısalcı olduklarıyla o kadar hava attılar ki bir an havalanıp uçacaklar sandım.  Normalde sayısalcılara aşırı derecede saygım vardır. Dilciymiş, eşit ağırlık, sözel hikaye benim için. Sayısalcılar bambaşka oluyorlar. Sayısal zeka herkeste olmuyor. Lisede sayısal bölümde okuyupta çakozladığım için olsa gerek :P (Çakozladım derken sınıf tekrarı yapmadım :D Sadece derslerim pek parlak değildi :P ) Ben beceremiyorum sayısalı sanırım o yüzden sayısalcılara acayip imreniyorum. Ama böyle kendini beğenmiş bir halt sanan insanlardan da nefret ediyorum.

Neyse Ygs den bana kalanlar kalem, silgi ıvır zıvırları ile feci boyun ve bel ağrısı oldu. :D






Ahanda bunlar onlar işte :D (Şekerlerin birini şimdi yedim diğerlerini de birazdan yiyeceğim. Ygs beni yemiş ben şekerini yemişim çok mu bee :P )

Bir de geçen gün dükkanda yemek yerken fotoğrafını çekmişim niyeyse :P Bari ayıp olmasın o kadar çekmişim onu da koyayım :D


Karnım acıktı...:(


Bu arada bana sınav nasıldı diye sormayın ben de bilmiyorum. Sonuçlara bakacağız :D 

Turist Ömer selamı çakar giderim. Hadi eyvallah görüşürüz efendim :)