Mim... Bir Kitap Olsaydım Düş Sepeti Olurdum...

Yaklaşık 1 ay önce Sawako bana bu mimi paslamıştı. Aslında daha bir sürü kişi demişti ama ilk Sawako demiş olabilir :/ Hatırlayamıyorum :D

Şöyle ki bir kitap olsaydın nasıl olurdun temalı bu mimi yazabilmek için çok düşündüm. Aklımdan bir sürü şey geçti. Hatta bir çoğunu unutup tekrar tekrar aklımda kurdum. Sonuç olarak bugünkü yazı hepsinin dışında oldu :D Galiba bir kitap olsam karman çorman birşey olurdum :D

O vakit başlayalım :)

Bir kitap olsam kapağım muhtemelen şöyle olurdu;

kitap, mim, bir kitap olsaydın, düş sepeti, sultan haldız, elma, sepet, fotoğraf, mutluluk, sihir, güzellik,

Zaten kapak fotoğrafına karar vermek o kadar zor oldu ki bu yazarların işi çok zor :D

Kitap ismi Düş Sepeti olurdu.
Kitabı okuyan herkesin yüzünde bir gülümseme bırakır canı ne kadar sıkkın olursa olsun tüm derdini sıkıntısını o an unuttururdu. Ayrıca sihirli de bir kitap olurdu. Kapağını açtığınızda toz pembe, masmavi, yemyeşil diyarlara götürür tabir-i caizse okuyanı bulutların üstündeymiş gibi hissettirirdi. Ayrıca bu kitabı sadece art niyetsiz insanlar okuyabilirdi. Gördüğü herşeyden kötülük sezen insanlar kitabın kapağını açamazdı.

Ön Söz;
Hayatta çoğu zaman herşeye bilmeden atılıyoruz. Bize baştan karşımıza ne çıkacağı bildirilmiyor. Tabii baştan uyarı sinyali vererek gelen olaylar da yok değil ama yine de çoğu zaman ne olacağını bilemiyoruz. O yüzden bu kitabın ön söze ihtiyacı yok. Zaten okuyanı mutlu edecek bir kitabın ön söze neden ihtiyacı olsun ki?

Kime İthaf Olurdum?
Kalbinde ufacık dahi olsa iyilik barındıran herkese. Ya da daha önce dediğim gibi bu kitabın kapağını açabilecek olan kişilere.

Arka Kapak Yazısı;

İnsan kalabalığından sıkılan genç kız, kendini dışarıya nasıl attığını bilemedi. Sepetine doldurduğu kitapların üstüne 2 tane elma koymuştu. Uzuın süre geri dönmeyi planlamıyordu ama o an o kadar bunalmıştı ki gözü sadece sepetini, kitaplarını ve o iki elmayı görebilmişti. Kendini dışarı attı, yürüdü, yürüdü, yürüdü. Sonunda ne kadar zaman yürüdüğünü unuttu. Hatta nerede olduğunu bile. Zaten yanında zamanı gösterecek hiç birşey de yoktu. O an hiç birşeyi umursamadan karşısındaki dev ağacın altına oturdu. Sepetini yanına bıraktı ve rüzgarın esintisiyle burnuna gelen çiçek kokularını kokladı. Sepetinden bir elma ve kitabını alıp kapağını açtı. Etrafını birden ışıltılı bir aydınlık kapladı. Kendisini mutluluğun kollarında hissetti.

Bu mim uzun zamandır ortalıkta dönüyor yazmayan kalmadı galiba :D O yüzden kimseye yollamıyorum :D
Ayrıca bu  fotoğrafı Sultan Haldız'ın face sayfasından arakladım :D Kendisine sevgiler :D Kocaeli Kitap Fuarında görmüştüm kendisini pek sevimli hatundu ^^

6 yorum:

  1. Öyle bir harikalar dunyası olsa da biz de gitsek harika olurdu değil mi ? Bütün kötü insanlardan uzakta kendi yeni dünyamızı yaratsak ... Başroldeki kız ben olmalıyım bu hikayede :) baksana kitaplarının yanına elmayı almayı düşünüyor, o kadar bunalmış ki başka hiçbir şey gelmiyor aklına sonra hooop ver elini harikalar diyarı :)) çok sevdim kitabı hatta kısa Süreli yaşadım bile :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz kaçıcaz zaten :D Başka yolu yok artık :D

      Sil
  2. Bu mimi yapmayan ben kaldım sanırım kimse paslamadı bana ama çok çok güzel bir mim, kendi kendime mim paslayacağım galiba :) Bir kitap olsan okuyanın yüzünde bir tebessüm olurmuşsun o zaman, ne güzel şey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa işte o kadar çok dolaştı ki hatırlamıyorum bile kim ne yazdı :D
      Teşekkürler :*

      Sil
  3. Ben olsaydım komedi olurdum dlgglk Mesela şunu çok sevdiğim için bu sözü de çok fazlaca kullanırdım. ''Anlamadınız değil mi? İşte bu yüzden siz aşağılık bir mesleğe sahip olurken ben harika bir yazar olacağım!!!'' Sanırım bu yüzden kimse kitabımı okumazdı. Yazık bana :'(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir cümle kurdun ki :D Elinde kılıcın "nöbetçileeeğğrrr alın şunları karşımdan" diyeceğini sandım :D Aman ben de zaten çok talihsizim. Kesin Marketlerde 5 tl ye satılan ama kimsenin almadığı kitap olurdum :")

      Sil